Bu Blogda Ara

14 Ocak 2012 Cumartesi

Captain America: The First Avenger (2011)


Süper kahraman filmleri son yıllarda o kadar arttı ki, artık korku, komedi ve dram gibi ana türlerin yanında çizgi roman uyarlamaları türü de anılmaya başlandı.Yıllar önce çekilen Superman ile doğan tür, yıllar sonra Tim Burton'un unutulmaz Batman yorumuyla ikinci doğumunu gerçekleştirdi ve Marvel'in kendi film stüdyosunu kurmasıyla türden de öte endüstri haline geldi. 
Tek süper kahramanla yetinmeyen Marvel ise yıllar önce başarısız bir uyarlaması çekilen The Avengers'a el attığında işi ciddiye alarak direkt bir film çekmek yerine kadronun oluşma hikayesini de anlatmaya karar verdi.Iron Man ve The Incredible Hulk ile başlayan seri, artık The Avengers'a hazırlık filmlerine dönmeye başladı. Özellikle Thor ve Captain America: The First Avenger o kahramanların doğuşunu ve S.H.I.E.L.D. kadrosuna dahil olmalarını anlatan bir film serisi haline geldiler.
Günümüzde başlayan film, hemen eskiye dönerek Captain America'nın doğuşunu anlatacağı için zaman olarak kendine 2. Dünya Savaşı yıllarını alıyor. Asker olmak isteyen ancak fiziksel yetersizlik nedeniyle her seferinde reddedilen çelimsiz Steve Rogers'ın yaratılmış en antipatik süper kahramanlardan birisi olan Captain America'ya dönüşüm yolculuğunu izliyoruz. En antipatik kahraman deme sebebim, kahramanın ortaya çıkışı, adı, kostümü, her yerden buram buram fırlayan Amerika propagandası. Ne bir Superman - Kripton hikayesi kadar fantastik, ne Batman - Bruce Wayne ikilemi kadar gizemli, ne de Iron Man - Tony Stark kadar eğlenceli. Bunlardan hiçbirisi de olamayan Captain America sıradan bir süper kahraman filmi portresi çiziyor.
Başroldeki Chris Evans'ın bilgisayar destekli değişimi muazzam. Sanılanın aksine kaslı hali değil, cılız hali bilgisayar destekli. Kötü adam rolünde Hugo Weaving her zamanki gibi etkileyici. Tommy Lee Jones'un oynadığı kaçıncı asker rolü sayamadım, adam oynaya oynaya askerlikten emekli olacak valla. Tony Stark'ın babası Howard Stark ve şirketin ilk zamanlarını görmek de güzel. Çok fazla aksiyona yer vermeyen hikayede Hitler'in aktif olarak olmaması bence dezavantaj. Sinema dünyasının da sömürmekten bıkmadığı bu çılgın ve psikopat karakter acaba filme daha fazla yedirilse olmaz mıydı? Belki de kitaplarda da geçmiyordur o yüzden fazla ısrarcı değilim bu konuda.
Kendi başına sıradan ama The Avengers serisi ele alındığında serinin başlangıcından ve ekibin toplanmasından önceki son "single" çalışma diyebileceğimiz bir film.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder