Parodi filmlerinin sinema dünyasında kendine has bir yeri var. Özellikle Mel Brooks'un öncülüğünü ettiği türün bir diğer yıldızı ise ünlü Z.A.Z. ekibi. 90lı yıllarda parlayan ünlü filmlerle dalga geçme amaçlı çekilen yine ünlü filmlerdeki unutulmaz sahnelerden referanslarını alan tür, Naked Gun ve Hot Shots gibi serilerle ciddiyetten uzaklaşırken Scary Movie serisiyle sululuğun tavan yaptığı filmlere kadar uzandı. Shaun of the Dead korku filmleriyle dalgasını geçerken aslında gerçekten de korku filmi olan üst düzey bir yapım olarak kendine has yerini sinefillerin zihninde alırken türe de yeni bir soluk getirdi. Yine aynı kadronun bu sefer aksiyon taşlaması ama kendi içinde oldukça başarılı bir aksiyon olan Hot Fuzz'la karşımıza çıkması sevindiriciydi. Dalga geçilen türün klişelerini güldürerek kullanan ama özünde o türe ait bir film çekmek başka bir meziyetti.
Bu yazının konusu olan Tucker & Dale vs Evil de bu akımın son örneklerinden. Cem Yılmaz'ın bile gösterilerinde bahsettiği bir grup gencin bir kampa yolculuğu ekseninde ilerleyen hikaye yine klişe olduğu üzere teker teker ölen gençleri konu almakta. Ancak bu filmde bir fark var: Gençleri bir seri katil değil kendileri yanlışlıkla öldürmekte! Ancak filme de adını veren Tucker ve Dale'dan oluşan ikilimiz gençlerin gözünde tipik Güneyli tekinsiz sapkın seri katil köylüler. Tabii bu hikayeye inanmalarında Chad adlı karakterin onları pompalaması da yatmakta.
Bir buçuk saat boyunca aptalca ölen gençleri ve korku filmi klişeleriyle dalga geçen filmi izlemek zaman zaman tahammül sınırlarınızı zorlarken zaman zaman da güldürüyor. Ancak Kemal Sunal ustanın gönlümüzde ayrı bir yeri olan filmlerinden Sahte Kabadayı'da kendi kendine ölüp, bir suikastı bile beceremeyip Kemal Sunal'ı ünlü kabadayı unvanına taşıyan adamları izlemek daha eğlenceli. Filmin bir diğer güzel tarafı da güzel gözleri ve taş gibi vücuduyla arz-ı endam eden bir Katrina Bowden. Hem de '88 doğumluymuş. Oh my God!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder